İstanbul’da 34 bin polis görev yapıyormuş. Gayet normal. Hatta 17 milyon nüfuslu bir kente az bile. Gelelim, normal olmayana: Bu 34 bin polisten 6 bini makam şoförüymüş. Müdür beyleri her sabah evlerinden alıp işe götürüyorlarmış. Daha sonra çocuklarını okula bırakıyorlarmış. Ardından eşlerinin çarşı-pazar işlerini hallediyorlarmış. Akşam saatlerinde müdür beyi işten alıp, tekrar eve getiriyorlarmış. Eğer Müdür Bey ve eşinin akşam bir programları varsa, mesaileri gece yarılarına kadar devam ediyormuş. Bu yüzden her makam aracında vardiyalı olarak en az iki polis şoför görev yapıyormuş. Yirmi dört saat çalışan ekip otolarına günde 8 litre benzin verilirken, makam araçlarına tahsis edilen benzin 20 litreyi buluyormuş. Ayrıca: Bu makam araçlarının taşıt kartı yokmuş. Araçlar siyah camlıymış. Ön kısımlarında çakar olarak bilinen kırmızı-mavi ışıklar bulunuyormuş. Ve bu araçlar sürekli olarak emniyet şeridini kullanıyorlarmış. Bunu yadırgamadım. Elbette polis müdürleri o şeridi kullanacak. Adı üstünde, emniyet şeridi! Ambulans ya da itfaiye şeridi değil ki. Her şey bir tarafa; demek ki İstanbul’u korumakla görevli polis sayısı sanıldığı gibi 34 bin falan değil. Bu polis müdürlerinin birer de polis sekreteri olduğunu. Ve en az 3 bin diğer polisin daha, sadece büro işleriyle uğraştığını varsayarsak. İstanbul Emniyeti’nde polis olduğunu sandığımız ama gerçek anlamda polislik yapmayan 12 bin kişinin çalıştığını görürüz! Düşün bu 12 bin kişiyi, 34 binden. Tablo açık; İstanbul’daki asayişi en fazla 22 bin gerçek polis sağlıyor. Diğer bir deyişle, her 772 İstanbullu’ya 1 polis düşüyor. Ama İstanbul’da müdür olarak çalışan 3 bin polisin hizmetine, adam başı en az üç polis veriliyor! Eminim bu yazıyı okuyan bazı polis müdürü arkadaşlar hemen bilgisayarlarının başına geçip, ne büyük haksızlık ettiğimi falan yazacaklar. Onlar sızlanmadan, ben kendilerine çok basit bir soru sorayım: Emniyet’te değil de büyük bir holdingde müdür olarak çalıştıklarını düşünsünler. Hangi özel sektör işvereni, 34 bin kişilik kadrodan 12 binine, sırf Müdür beyler rahat etsin diye maaş verir? İstanbul’a ilişkin bu sayıları Türkiye geneline uyarlarsak durumun korkunçluğu daha net ortaya çıkar. Siz en az 35-40 bin kişiyi polis meslek yüksek okullarında veya akademilerinde eğiteceksiniz. Bunun için yoksul halkın ödediği vergilerden, milyonlarca lira harcayacaksınız. Zorlu sınavlardan geçirip, mezun edeceksiniz. Sonra da polis müdürlerinin yanına şoför ya da sekreter olarak vereceksiniz. Eşiniz de ona telefon edip, Ahmeeeeettt. Eve gelirken markete uğra da tereyağı al. Bizim beyin sevdiği markadan olsuuuunn diyecek. Sahi; böyle bir çiftlik düzeni dünyanın neresinde olabilir?
-Mustafa Mutlu, Ekim 2012- |
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder